Ev sahibinin oğlu oturacak diye kiracıyı çıkarabilir mi ?

Ela

New member
Ev Sahibinin Oğlu Oturacak Diye Kiracıyı Çıkarabilir mi? Gerçek Hayattan Hikâyeler ve Hukukun Sınırları

Merhaba dostlar,

Forumda uzun zamandır sessizdim ama bugün çok dikkatimi çeken bir konuyu sizlerle paylaşmak istedim. Yakın bir arkadaşımın başına gelen bir olay beni epey düşündürdü: “Ev sahibinin oğlu eve taşınacakmış” bahanesiyle kiracının tahliye edilmek istenmesi. Bu durum sizce ne kadar adil? Gerçekten yasal mı? Gelin, hem hukuki boyutuyla hem de insani yönleriyle bu meseleyi biraz deşelim.

---

Bir Kiracının Hikâyesi: “Ev Sahibinin Oğlu Geliyormuş...”

Ayşe Hanım, iki yıldır aynı apartmanda oturuyor. Sessiz, düzenli bir kiracı. Komşuların deyimiyle “ideal kiracı.” Derken bir sabah ev sahibinden bir telefon:

“Hanımefendi, kusura bakmayın ama oğlum evleniyor, bu daireye taşınacak. Sözleşme bitince çıkmanız gerekiyor.”

İlk başta anlayışla karşılamış ama sonra aklına takılmış: Gerçekten yasal mı bu? Üstelik oğul ortada yok, sadece söylenti. Derken çevresinden farklı hikâyeler duymaya başlıyor — kimi gerçekten ev sahibi ailesi için evi geri alıyor, kimisi ise sadece daha yüksek kira almak için bu gerekçeyi kullanıyor.

---

Hukuki Açıdan Durum: 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’na Göre Ne Oluyor?

Şimdi gelelim işin resmî kısmına. Türk Borçlar Kanunu’nun 350. maddesine göre, ev sahibi kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya bakmakla yükümlü olduğu kişiler için konutu kullanma gereksinimi varsa, kiracının tahliyesini talep edebilir.

Ancak bunun için iki temel şart var:

1. Sözleşme süresi bitmiş olmalı. Ev sahibi, kira süresi bitiminde en geç bir ay içinde tahliye davası açabilir veya yazılı tahliye bildirimi gönderebilir.

2. Gerçek bir ihtiyaç olmalı. Yani “oğlum oturacak” demekle olmuyor. Gerçekten oturacak mı, yoksa bahane mi, mahkeme bunu inceliyor.

Eğer dava kazanılırsa, ev sahibi kiracıyı çıkarabiliyor ama önemli bir detay var:

Ev sahibi veya oğlu bu eve gerçekten taşınmazsa ve ev 3 yıl içinde başkasına kiralanırsa, kiracıya tazminat hakkı doğuyor.

---

Erkeklerin Pratik Yönü: “Ev Sahibinin de Hakkı Var”

Forumda konuşurken genelde erkek kullanıcılar bu konuda daha “net” düşünüyor.

“E kardeşim, adamın oğlu evlenecekse, kendi evine taşınmak istemesi kadar doğal ne var?” diyorlar.

Haklılık payı var elbette. Sonuçta kiraya vermek demek, mülkiyet hakkını tamamen kaybetmek anlamına gelmiyor. Hele ekonomik kriz ortamında, artan kiralar yüzünden ev sahipleri kendi evlerini daha etkin kullanmak istiyor.

Ama işin pratiği şöyle: Mahkemeler artık “samimi ihtiyaç” ölçütünü çok sıkı denetliyor. Gerçekten oğulun evi kullanma niyeti varsa, yani başka evi yoksa, evli değilse veya işyeri yakınsa bu talep makul sayılıyor. Ancak “bahane” kokusu alındığında işler değişiyor.

---

Kadınların Duygusal ve Topluluk Odaklı Yaklaşımı

Kadın kullanıcılar ise genelde daha empatik yaklaşıyor.

“Kiracı da insan, çocuklarını okula göndermiş, düzen kurmuş, birden taşın deniyor,” diyorlar.

Gerçekten de bu durumun duygusal boyutu hafife alınmamalı. Evden çıkmak sadece taşınmak değildir; mahalleyi, komşuları, bazen anıları geride bırakmaktır.

Özellikle büyük şehirlerde uygun kira bulmak neredeyse imkânsız hale geldi. Bu yüzden “oğlum oturacak” bahanesiyle yapılan haksız tahliyeler, kiracılarda büyük mağduriyet yaratıyor. Kadınlar genellikle bu noktada toplumsal dayanışmayı savunuyor: “Ev sahiplerinin biraz vicdanlı olması gerek.”

---

Gerçek Hayattan Veriler: Artan Tahliye Davaları

Adalet Bakanlığı verilerine göre, son üç yılda konut tahliye davaları %140 oranında artmış durumda. Özellikle büyükşehirlerde, ev sahiplerinin “yakın ihtiyacı” gerekçesiyle açtığı davalar hızla çoğalıyor.

Ancak bu davaların önemli bir kısmı kiracının lehine sonuçlanıyor, çünkü mahkemeler “gerçek ihtiyacı” kanıtlayamayan ev sahiplerine karşı titiz davranıyor.

Bazı emsal kararlar da mevcut:

- Bir dava sonucunda, ev sahibinin “oğlu taşınacak” dediği konut 6 ay sonra tekrar kiraya verilince mahkeme kiracıya tazminat ödenmesine hükmetti.

- Başka bir olayda ise oğulun zaten aynı şehirde başka bir evi olduğu ortaya çıkınca, mahkeme talebi samimiyetsiz buldu.

---

İnsan Hikâyeleri: Adaletle Vicdan Arasında

Bir yanda “ev benim, istediğim gibi kullanırım” diyen ev sahipleri, diğer yanda “biz de barınma hakkına sahibiz” diyen kiracılar.

Gerçek hikâyelerde gri alanlar bol. Kimisi gerçekten oğlunu evlendirecek, kimisi sadece yeni kira artışlarından faydalanmak istiyor.

Bazen taraflar karşılıklı anlayışla çözüm buluyor: Ev sahibi zaman tanıyor, kiracı da başka ev bulunca gönül rahatlığıyla çıkıyor.

Ama bazen işler mahkemelik oluyor, ilişkiler tamamen bozuluyor.

---

Sonuç: Hukuk Kadar İnsanlık da Gerekli

Hukuk bu konuda sınırları belirliyor ama vicdan, uygulamayı şekillendiriyor.

Evet, ev sahibi oğlunun oturması için evi geri isteyebilir ama samimi olmalı.

Kiracı da hakkını bilmeli, “nasıl olsa çıkarmazlar” rehavetine kapılmamalı.

Belki de çözüm, iki tarafın da biraz empati yapmasında yatıyor:

Ev sahibi “ben olsam ne hissederdim” diye düşünsün; kiracı da “benim evim olsaydı ne yapardım” diye.

---

Peki Siz Ne Düşünüyorsunuz Forumdaşlar?

Sizce bir ev sahibi, gerçekten oğlunu evlendirecekse kiracıyı çıkarmakta haklı mı?

Yoksa bu gerekçe artık fazla mı istismar ediliyor?

Kiracı olarak veya ev sahibi olarak benzer bir durum yaşadınız mı?

Paylaşın dostlar, belki de hepimizin yaşadığı bu konunun ortak bir vicdan terazisini birlikte buluruz.