Simge
New member
“Allah Yar” Deyince: Bir Kalbin Sessiz Hikâyesi
Selam forumdaşlar,
Bu akşam, içimde uzun zamandır taşıdığım bir hikâyeyi paylaşmak istedim sizlerle. Belki bazılarınız için sadece bir söz, belki de bir duadır “Allah yar” demek... Ama benim için bir dönüm noktasıydı. Hayatın, acının ve sevginin iç içe geçtiği o kırılma anlarından birinde, bu kelimenin anlamı yüreğimde bambaşka bir yer buldu.
---
Bir Yol Ayrımı ve Sessiz Bir Dua
O gün yağmur yağıyordu. Gök gri, şehir suskundu.
Merve, mutfağın penceresinden dışarı bakarken elleri titriyordu. Onca yılın emeği, umudu, sevgisi bir valize sığmış gibiydi. Yorgundu; sadece bedeni değil, kalbi de.
Kapının eşiğinde Ali duruyordu. Sakin ama kararlı… O hep öyleydi zaten: çözüm odaklı, stratejik düşünen bir adam. Duygularını fazla belli etmez, sorunları “mantıkla” çözmeye inanırdı.
Merve’nin gözleri doluydu.
“Ali, biz nereye gidiyoruz?” dedi kısık bir sesle.
“Bir süre ayrı kalmamız ikimize de iyi gelecek,” dedi Ali, gözlerini kaçırarak.
O an Merve’nin içinden geçen tek cümle şuydu:
“Allah yar olsun…”
İlk defa o an fark etti o sözün ağırlığını. Çünkü o, çaresizliğin ortasında teslimiyetin en sade hâliydi.
---
Bir Kadının Kalbi, Bir Erkeğin Mantığı
Ali, gidişini bir kaçış olarak değil, bir strateji olarak görüyordu.
“Merve’nin biraz zamana ihtiyacı var. Benim de düşünmem gerek,” diyordu kendi kendine.
Oysa Merve için mesele zaman değil, temas ve anlayıştı.
Bir kadın olarak duygularıyla konuşmak istiyor, “beni anla” demek istiyordu.
Ali ise duyguların gürültüsünden çok, sessizliği tercih ediyordu.
O, problemleri analiz eder, çözüm üretir, duygularla değil sonuçlarla hareket ederdi.
Ama bilmediği bir şey vardı: bazen bir kalbin tamirine mantık değil, merhamet gerekirdi.
Geceler birbirini kovaladı. Merve her akşam dua ederken hep aynı cümleyi fısıldadı:
“Allah yar olsun…”
Bu söz, bir sitemle başlamıştı ama yavaş yavaş bir teselliye dönüştü.
Çünkü o, artık anlıyordu: İnsanlardan beklenen destek bazen eksik kalır ama Allah, her yaraya şifa olur.
---
Zamanın Sessiz Tedavisi
Aylar geçti. Merve artık kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmişti.
Küçük bir atölye kurdu, seramikle ilgilenmeye başladı. Her parça, sanki kendi kalbinin bir parçasıydı. Kırılıyor, pişiyor, yeniden doğuyordu.
Bir gün atölyeye Ali geldi.
Elinde küçük bir zarf vardı.
“Geçerken uğradım,” dedi mahcup bir sesle.
Merve gülümsedi.
İçinde ne kırgınlık ne öfke vardı, sadece huzur…
Ali şaşırdı.
“Sen değişmişsin,” dedi.
Merve sessizce cevap verdi:
“Ben değil Ali, kalbim değişti. Çünkü ben sonunda anladım… ‘Allah yar’ demek, Allah bana yeter demekmiş.”
O cümle Ali’nin içine işledi. Çünkü o, yıllarca stratejiler kurmuş, planlar yapmış, hayatı yönetmeye çalışmıştı. Ama ilk defa o an, bir kadının kalbindeki teslimiyeti gördü.
---
“Allah Yar” Ne Demek Gerçekten?
Bu iki kelime, sadece bir teselli değil; derin bir inanç, bir sığınak.
“Allah yar” demek, kimse yokken yanında Allah’ın olduğunu bilmek demek.
İnsanlardan göremediğin desteği, sevgiyi, anlayışı O’ndan almak demek.
Ve bazen bu söz, bir ilişkinin en karanlık anında bile umudu ayakta tutar.
Çünkü “Allah yar” diyebilen insan, artık kaybetmez.
Kaybeder gibi olur ama aslında kazanır; çünkü gücünü insanlardan değil, Yaradan’dan alır.
---
Erkekler Stratejiyle, Kadınlar Kalple Anlar
Ali bir mühendis gibi düşünüyordu; her şeyin bir nedeni, sonucu, planı olmalıydı.
Merve ise sezgileriyle yaşıyordu; kalbinin ritmiyle, duyguların diliyle.
İşte hayat, bu iki dünyanın çarpışmasıyla renkleniyor bazen.
Bir erkek çözüm ararken, bir kadın sadece anlaşılmak istiyor.
Ve bazen bir “Allah yar” duası, bu iki farklı dünyanın arasındaki en güçlü köprü oluyor.
Çünkü “Allah yar” diyen bir kalp, artık kırılmaktan korkmaz.
O bilir ki, Allah onun yâranıdır; yalnızlığında bile bir dostu vardır.
---
Forumdaşlara Bir Sesleniş
Belki siz de hayatınızın bir döneminde “Allah yar” demek zorunda kaldınız.
Belki bir kayıpta, bir ayrılıkta, bir umutsuzlukta…
O anlarda hissettiğiniz boşluk aslında bir davetmiş: Yaradan’a dönmenin, iç huzuru bulmanın çağrısı.
Ben bu hikâyeyi yazarken gözlerim doldu. Çünkü her satırında bir parçam vardı.
Ve biliyorum ki burada, bu forumda, hepimizin içinde o dua gizli bir yerde yankılanıyor.
Siz hiç “Allah yar” derken birden içinizin hafiflediğini hissettiniz mi?
Sanki biri omzunuza dokunmuş gibi…
Sanki biri “Ben buradayım” demiş gibi…
Eğer hissettiyseniz, bilin ki yalnız değilsiniz.
Biz bu dünyada birbirimize kısa süreli misafiriz ama Allah, hepimizin gerçek yâridir.
---
Son Söz
Merve’nin hikâyesi, bir kadının kendini bulma, bir erkeğin kalbini anlama hikâyesiydi.
Ama aslında hepimizin hikâyesi bu.
Kimi zaman bir ayrılıkta, kimi zaman bir hastalıkta, kimi zaman da sessiz bir gecede hep aynı şeyi fısıldıyoruz:
“Allah yar…”
Ve işte o anda, kalbimiz biraz daha güçleniyor.
Çünkü anlıyoruz ki:
İnsan terk edebilir, kader yön değiştirebilir…
Ama Allah, hep yârdır.
Selam forumdaşlar,
Bu akşam, içimde uzun zamandır taşıdığım bir hikâyeyi paylaşmak istedim sizlerle. Belki bazılarınız için sadece bir söz, belki de bir duadır “Allah yar” demek... Ama benim için bir dönüm noktasıydı. Hayatın, acının ve sevginin iç içe geçtiği o kırılma anlarından birinde, bu kelimenin anlamı yüreğimde bambaşka bir yer buldu.
---
Bir Yol Ayrımı ve Sessiz Bir Dua
O gün yağmur yağıyordu. Gök gri, şehir suskundu.
Merve, mutfağın penceresinden dışarı bakarken elleri titriyordu. Onca yılın emeği, umudu, sevgisi bir valize sığmış gibiydi. Yorgundu; sadece bedeni değil, kalbi de.
Kapının eşiğinde Ali duruyordu. Sakin ama kararlı… O hep öyleydi zaten: çözüm odaklı, stratejik düşünen bir adam. Duygularını fazla belli etmez, sorunları “mantıkla” çözmeye inanırdı.
Merve’nin gözleri doluydu.
“Ali, biz nereye gidiyoruz?” dedi kısık bir sesle.
“Bir süre ayrı kalmamız ikimize de iyi gelecek,” dedi Ali, gözlerini kaçırarak.
O an Merve’nin içinden geçen tek cümle şuydu:
“Allah yar olsun…”
İlk defa o an fark etti o sözün ağırlığını. Çünkü o, çaresizliğin ortasında teslimiyetin en sade hâliydi.
---
Bir Kadının Kalbi, Bir Erkeğin Mantığı
Ali, gidişini bir kaçış olarak değil, bir strateji olarak görüyordu.
“Merve’nin biraz zamana ihtiyacı var. Benim de düşünmem gerek,” diyordu kendi kendine.
Oysa Merve için mesele zaman değil, temas ve anlayıştı.
Bir kadın olarak duygularıyla konuşmak istiyor, “beni anla” demek istiyordu.
Ali ise duyguların gürültüsünden çok, sessizliği tercih ediyordu.
O, problemleri analiz eder, çözüm üretir, duygularla değil sonuçlarla hareket ederdi.
Ama bilmediği bir şey vardı: bazen bir kalbin tamirine mantık değil, merhamet gerekirdi.
Geceler birbirini kovaladı. Merve her akşam dua ederken hep aynı cümleyi fısıldadı:
“Allah yar olsun…”
Bu söz, bir sitemle başlamıştı ama yavaş yavaş bir teselliye dönüştü.
Çünkü o, artık anlıyordu: İnsanlardan beklenen destek bazen eksik kalır ama Allah, her yaraya şifa olur.
---
Zamanın Sessiz Tedavisi
Aylar geçti. Merve artık kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmişti.
Küçük bir atölye kurdu, seramikle ilgilenmeye başladı. Her parça, sanki kendi kalbinin bir parçasıydı. Kırılıyor, pişiyor, yeniden doğuyordu.
Bir gün atölyeye Ali geldi.
Elinde küçük bir zarf vardı.
“Geçerken uğradım,” dedi mahcup bir sesle.
Merve gülümsedi.
İçinde ne kırgınlık ne öfke vardı, sadece huzur…
Ali şaşırdı.
“Sen değişmişsin,” dedi.
Merve sessizce cevap verdi:
“Ben değil Ali, kalbim değişti. Çünkü ben sonunda anladım… ‘Allah yar’ demek, Allah bana yeter demekmiş.”
O cümle Ali’nin içine işledi. Çünkü o, yıllarca stratejiler kurmuş, planlar yapmış, hayatı yönetmeye çalışmıştı. Ama ilk defa o an, bir kadının kalbindeki teslimiyeti gördü.
---
“Allah Yar” Ne Demek Gerçekten?
Bu iki kelime, sadece bir teselli değil; derin bir inanç, bir sığınak.
“Allah yar” demek, kimse yokken yanında Allah’ın olduğunu bilmek demek.
İnsanlardan göremediğin desteği, sevgiyi, anlayışı O’ndan almak demek.
Ve bazen bu söz, bir ilişkinin en karanlık anında bile umudu ayakta tutar.
Çünkü “Allah yar” diyebilen insan, artık kaybetmez.
Kaybeder gibi olur ama aslında kazanır; çünkü gücünü insanlardan değil, Yaradan’dan alır.
---
Erkekler Stratejiyle, Kadınlar Kalple Anlar
Ali bir mühendis gibi düşünüyordu; her şeyin bir nedeni, sonucu, planı olmalıydı.
Merve ise sezgileriyle yaşıyordu; kalbinin ritmiyle, duyguların diliyle.
İşte hayat, bu iki dünyanın çarpışmasıyla renkleniyor bazen.
Bir erkek çözüm ararken, bir kadın sadece anlaşılmak istiyor.
Ve bazen bir “Allah yar” duası, bu iki farklı dünyanın arasındaki en güçlü köprü oluyor.
Çünkü “Allah yar” diyen bir kalp, artık kırılmaktan korkmaz.
O bilir ki, Allah onun yâranıdır; yalnızlığında bile bir dostu vardır.
---
Forumdaşlara Bir Sesleniş
Belki siz de hayatınızın bir döneminde “Allah yar” demek zorunda kaldınız.
Belki bir kayıpta, bir ayrılıkta, bir umutsuzlukta…
O anlarda hissettiğiniz boşluk aslında bir davetmiş: Yaradan’a dönmenin, iç huzuru bulmanın çağrısı.
Ben bu hikâyeyi yazarken gözlerim doldu. Çünkü her satırında bir parçam vardı.
Ve biliyorum ki burada, bu forumda, hepimizin içinde o dua gizli bir yerde yankılanıyor.
Siz hiç “Allah yar” derken birden içinizin hafiflediğini hissettiniz mi?
Sanki biri omzunuza dokunmuş gibi…
Sanki biri “Ben buradayım” demiş gibi…
Eğer hissettiyseniz, bilin ki yalnız değilsiniz.
Biz bu dünyada birbirimize kısa süreli misafiriz ama Allah, hepimizin gerçek yâridir.
---
Son Söz
Merve’nin hikâyesi, bir kadının kendini bulma, bir erkeğin kalbini anlama hikâyesiydi.
Ama aslında hepimizin hikâyesi bu.
Kimi zaman bir ayrılıkta, kimi zaman bir hastalıkta, kimi zaman da sessiz bir gecede hep aynı şeyi fısıldıyoruz:
“Allah yar…”
Ve işte o anda, kalbimiz biraz daha güçleniyor.
Çünkü anlıyoruz ki:
İnsan terk edebilir, kader yön değiştirebilir…
Ama Allah, hep yârdır.